Georges Perec. Fransız. ‘Oulipo’ grubunun İtalo Calvino ile en büyük temsilcisi.
‘Oulipo’cular istediği gibi yazmayı değil, yazarken bir kurala bağlı kalıp yine de yaratıcı olmayı deniyordu. 1960’larda Raymond Queneau öncülüğünde Fransa’da kurulmuştu ve şüphesiz Fransızcadan geliyordu: ‘Ouvroir de littérature potentielle’, yani ‘Potansiyel edebiyat atölyesi’.
46 yaşında ölen sigara tiryakisi Perec, Şeyler, Yaşam Kullanma Kılavuzu, Uyuyan Adam, Bahçedeki Gidonları Kromajlı Pır Pır da Neyin Nesi ve daha birçok acayip eser bıraktı. Bir başka kitabının adı şöyle: Ücret Artışı Talebinde Bulunmak İçin Servis Şefine Yanaşma Sanatı ve Biçimi. Her metninde dil ve biçimle daha da uğraştı. Dördüncü romanı Kayboluş‘ta, Fransızca’nın en çok kullanılan sesli harfi ‘e’yi hiç kullanmadı.
Bu ‘lipogram’; yani belirli bir harfin hiç kullanılmadan yazıldığı romanın çevirmeni Cemal Yardımcı’nın da ‘e’ harfini hiç kullanmaması, dahası yarı yazarlık iddiasıyla bazı bölümlere dahil olup anlatıcı kimliğine bürünmesi, kitap için yazdığı müthiş önsöz, metni Türk okurlar için daha özel kıldı.

Kayboluş yayınlandığında, herkes kıvırcık, pörtlek gözlü 33 yaşındaki herifin yine kendini ve edebiyatı zorlamak için uydurduğu bir oyun nedeniyle ‘e’ harfini kullanmadığını düşündü.
Fakat Perec, metinlerindeki hiçbir şeyi yalnızca edebi bir oyun gerekçesiyle yapmadı. Bir röportajda Kayboluş‘a dair bir soruyu şöyle yanıtladı:
Bir roman en çok ihtiyaç duyduğu harf olmadan nasıl yazılır? İşte ben bir romanım ve o kullanamadığım E harfi de benim ailem.
Asker babası, Perec henüz üç yaşındayken İkinci Dünya Savaşı’nda ölmüş, annesiyse üç yıl sonra Holokost’ta öldürülmüştü.

Perec Kayboluş yayınlandıktan üç yıl sonra, 1972’de Türkçe’ye henüz çevrilmemiş Les revenentes‘i yayınladı. Bu eserinde kullanılan tek sesli harf ‘e’idi.
