Nobel ödülleri, Alfred Nobel’in vasiyeti ardından İsveç’te kurulan derneğin, her sene insanlığa hizmeti ödüllendirmek amacıyla edebiyat, fizik, ekonomi, fizyoloji-tıp, barış ve kimya alanlarında verdiği prestijli ödüller.
Nobel ödülünü kazanmış üç Türk var. Orhan Pamuk 2006’da 54 yaşındayken Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Nobel komitesi yazarın ‘kenti İstanbul’un melankolik ruhunu araştırma yolunda, kültürlerin çatışmaları ve birbirleriyle iç içe geçmesinde yeni semboller bulduğunu’ söylemişti.
Diğer isimlerse 2015’te Kimya’da Aziz Sancar, 2024’te Ekonomi’de Daron Acemoğlu olmuştu.
Nobel Edebiyat Ödülleri’nde, son yıllarda yazarların metinleri dışında ideolojilerinin, siyasi demeçlerinin, hatta vatandaşı oldukları ülkenin politik tutumunun ön plana çıktığı söylendi.
Geçmiş yıllar incelendiğinde bunun yeni bir gelişme olmadığı görülüyor. Verilen ilk Nobel Edebiyat Ödülü’ne baktığımızda, ilginç bir vakayla karşı karşıya kalıyoruz.
İlk kez 1901’de verilen ödüle Fransız şair ve denemeci Sully Prudhomme layık görülüyor. Bu arada Prudhomme’un Türkçe’ye çevrilmiş bir eseri yok.
Prudhomme’un Nobel’i alması önemli bir tartışma konusu oluyor. Ödülü Lev Tolstoy’un alması öngörülürken Tolstoy aday bile gösterilmiyor. Bunun üzerine kırktan fazla İsveçli yazar, Tolstoy’a mektup yazarak duruma dair rahatsızlıklarını dile getiriyor.
Nitekim sonraki beş yıl boyunca (1902-1906) Tolstoy aday gösteriliyor. Fakat sırasıyla Theodor Mommsen (1902), Björnstjerne Björnson (1903), Frederic Mistral / Jose Echegeray (1904), Henryk Sienkiewicz (1905) ve Giosue Carducci’ye (1906) ödülü kaptırıyor.
İyi, kötü, şüphesiz göreceli. Tolstoy’un yukarıdaki isimlerden daha iyi bir yazar olup olmadığını tartışmak, bir kıyas anlamsız. Tolstoy, koskoca Tolstoy. Savaş ve Barış’ı, Anna Karenina’yı, Diriliş’i yazdı.
Elbette Nobel kazanamayan tek büyük yazar Tolstoy değil. Borges, Joyce, Çehov… Yine de Tolstoy için bu durumu özel kılan bir nokta var.
Yıllar sonra ödülün raporlarının incelenmesi ardından Tolstoy’un siyasi, dini düşüncelerinin yanısıra Rusya ile İsveç arasındaki gerilimin de Tolstoy’un ödülü alamamasındaki ana sebep olduğu söylentileri çıkıyor.
Nobel jürileri belki de yalnız son yıllarda değil, ödülün verilmeye başlanmasından bu yana adayların politik tavırlarına, söylemlerine en az çalışmaları kadar, kim bilir belki çalışmalarından da çok değer veriyor.