20. yüzyıl edebiyatının en sıra dışı, yenilikçi yazarlarından Georges Perec 1936’da doğdu. Yahudiydi Bütün yaşamını Paris’te geçirdi. Annesi babası savaşta öldüğünden onu akrabaları büyüttü.
Kıvırcık saçları, tuhaf sakalı ve pörtlek gözleriyle tuhaf bir adamdı. Yazdıkları da en az görünüşü kadar tuhaftı. Fransızca’da en çok kullanılan harf olan ‘e’ harfine hiç yer vermeden Kayboluş‘u yazdı. Ne kadar kırık bir herif olduğunu direkt başlığından ele veren bir kitabı: Bahçedeki Gidonları Kromajlı Pır Pır da Neyin Nesi. Kitapta zorunlu askerlik konusuna mizahi bir yerden yaklaştı. Olağan-içi‘ni, gündelik yaşamda olan biteni not ederek oluşturdu.
Bunlar dışında Yaşam Kullanma Kılavuzu, Şeyler, Ücret Artışı Talebinde Bulunmak için Servis Şefine Yanaşma Sanatı ve Biçimi, Uyuyan Adam gibi birçok önemli eser kaleme aldı.
Gelgelelim Perec’in tuhaflıkları yalnızca görünümü ve metinlerinde değildi, gündelik yaşamında da değişik takıntıları vardı. Bir anısını doğru anlatamadığı hissine kapılırsa kendinden geçiyor, sinirleniyordu. Hatırlayamadığı konularda, anılarını daha önce anlattığı arkadaşlarına mektup yazıyor ve olayı doğru anlatıp anlatmadığını teyit ediyordu.

Hatta gerçek ve anı ayrımına kafayı o kadar takmıştı ki, arkadaşlarıyla sohbet ederken konuştuklarını eş zamanlı not alma alışkanlığı edindi. Böylelikle hafıza problemi büyük ölçüde ortadan kalkacaktı. Rahatsız edici görünmesine rağmen bu durum, Perec’in günlük hayatının ya da sohbetlerinin aksamasına neden olmadı çünkü çok hızlı yazmakta ustalaşmıştı.
Perec günlük yaşamda, nesnelerde de estetik bir değer bulmuştu.
Kaydetme, depolama arzusunun dayanağı buydu belki de. Öyle ki başlangıçta yalnızca notlar biriktirirken, zamanla kartpostallar ve gömlek etiketleri listeye dahil oldu.
Her ne kadar önemsiz görünseler de, Perec’in bakış açısına göre bu nesneler sıradan olmaktan çok uzaktı. Onlar, bir anlamda insan yaşamının karmaşık ve çoğu zaman görünmeyen yönlerinin; adı konmamış, tanımı mümkün olmayan şeylerin izlerini taşıyordu.
29 yaşında bir roman yayınladı: Les Choses, yani Şeyler

Georges Perec, kırk altı yıllık kısa ömrü boyunca şeylerin peşinden gitti. Sigara tiryakisiydi. 1981’de Akciğer kanseri teşhisi konan Şeyler Koleksiyoner’i, ertesi yıl öldü.