Pulitzer Ödülü, Columbia Üniversitesi tarafından müzik, edebiyat, gazetecilik gibi 21 kategoride verilen saygın ödüllerden.
Pulitzer Ödülü’ne ölümünden sonra layık görülmüş yazarları sizler için derledik.
1. James Agee – Ailede Bir Ölüm
27 Kasım 1909 ABD doğumlu Agee, döneminin en önemli film eleştirmenlerindendi.
Harvard’dan mezun olduktan sonra Time dergisinde çalıştı ve Fortune dergisinin yazarı oldu.
İlk şiir kitabını yirmi beş yaşındayken yayımladı. Bu eser henüz Türkçe’ye çevrilmedi.
Türkçe’deki tek kitabı olan, kendi yaşam öyküsünü anlattığı Ailede Bir Ölüm, 1958’de, yazarın ölümünden üç yıl sonra Pulitzer kurgu ödülüne layık görüldü.
Eseri Türkiye’de Ayrıntı Yayınları basıyor.
2. William Faulkner – Çapulcular
25 Eylül 1987’de Mississippi’de doğan Faulkner, hiç şüphesiz dünya edebiyatının en büyük isimlerinden. Ses ve Öfke, Döşeğimde Ölürken ve nice eserler yaratmış Faulkner, aslında uzun süre hiçbir işte dikiş tutturamamıştı.
Ailesi, bir evi geçindiremeyeceğini düşünerek Faulkner’ı nişanlısından ayırmış; yazdığı tiyatro oyunlarını tamamlayamamış ve liseyi bitirdiğinden beri hiçbir işte tutunamadığından ailesi tarafından hor görülmüştü.
Ancak 1921’de okulu bırakıp New York’a gitmesi, onun hayatında bir dönüm noktası olacaktı. Orada çalıştığı bir kitapçıda, Sheerwood Anderson’ın ileride eşi olacak Elizabeth Prall’la tanıştı ve 1925’te Prall’in de desteğiyle, Anderson’un bir nevi çırağı oldu.
Sonraki beş yıl boyunca her şey yolunda ilerledi. Ses ve Öfke ile Döşeğimde Ölürken peş peşe yayımlandı ve Faulkner’a asıl ününü getirdi.
1949’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne, 1955’te ise Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü.
17 Haziran 1962’de, çıktığı bir gezinti sırasında atından düştü. Bu şiddetli düşüş tramboza, tramboz ise kalp krizine sebep oldu. Faulkner, 6 Temmuz 1962’de öldü.
Ölümünden sonra, Çapulcular ile ikinci Pulitzer Ödülü’nü kazandı.
Eseri Türkiye’de Yapı Kredi Yayınları yayınlıyor.
3. John Kennedy Toole – Alıklar Birliği
17 Aralık 1939’da doğan Amerikalı yazarın trajik bir hikayesi var.
Çocukluğundan itibaren yüksek zekasıyla dikkat çeken Toole, ilkokul birinci sınıfı atlayarak okula direkt ikinci sınıftan başladı.
Henüz lise yıllarında akademik çalışmalar için kollarını sıvamasının yanında, okul dergisinin editörlüğünü üstlendi.
İlk romanı The Neon Bible‘ı daha on altı yaşındayken yazdı. Toole, romandan “Oldukça kötüydü, buna rağmen yayınevlerine gönderdim” diye bahsetse de eser, Toole’un ölümünden sonra kitaplaştı, hatta sinemaya bile uyarlandı.
Toole’un 1961’e dek gayet sorunsuz bir hayatı vardı. Yüksek lisansı bir yılda bitirmiş, erken yaşta akademik kariyer inşa etmişti. Esprili kişiliğiyle çevresi tarafından sevilen, önü açık bir kişiydi. Ancak askerlik görevi için Porto Riko’ya gitmesiyle, Toole’un hayatı altüst oldu.
Porto Riko’nun havasından, askeriyenin disiplininden hiçbir zaman memnun olmadı. Depresyonla burada tanıştı. Ailesine yazdığı mektuplarda, durmadan Porto Riko’yu kötülüyordu.
Karayipler’den pörtlemiş bu adacıkta, halen bıçaklanma ya da herhangi bir iç hastalık nedeniyle ölmemiş olmam mucize.
Alıklar Birliği‘ni, Porto Riko’daki askerlik görevi sürüyorken, arkadaşının hediye ettiği daktiloyla yazmaya başladı. Bu süreç, onu hiç değilse biraz daha toparlamıştı.
Görevinden döndüğünde dosyasını yayınevlerine gönderse de, hiçbir yayınevinden olumlu yanıt alamadı. Bunun üzerine Amerikan başkanı John F. Kennedy’nin öldürülmesi, Toole’da paranoyaya sebep oldu. Ölümüne dek peşini bırakmayacak içki problemleri ilk burada belirdi.
Zamanla evden çıkmamaya başladı. Takip edildiğini düşünüyordu. Ona göre geceleri evinin önünde korna çalan adam, vaktiyle dosyasını ilettiği yayınevinde çalışan kadın, öğrencileri, herkes onun kötülüğünü istiyordu.
Günün birinde, Flannery O’Connor’ın evini ziyaret etmek istedi ve evinden çıktı. Ancak ev ziyarete kapalıydı. Bunun üzerine aracının egzozuna bağladığı bir borunun yardımıyla, 32 yaşında intihar etti.
Aniden gelişmiş gibi dursa da yazarın annesine bıraktığı ve içeriği halen bilinmeyen mektup, bu intiharın planlı olduğunun bir kanıtı olarak düşünülüyor.
Thelma Toole, oğlunun kaybının ardından iki yıl boyunca depresyonla boğuştu. En sonunda Alıklar Birliği‘nin tek kopyasını aldı ve ulaşabildiği tüm yayınevlerine dosyayı götürdü. Neredeyse herkesten ret cevabı aldı.
Oğlunun ölümünden tam on bir sene sonra, 1980’de ünlü yazar Walker Percy’e ulaşan Thelma Toole, Alıklar Birliği‘ni kitaplaştırmayı başardı. Kısa sürede büyük ün kazanan kitap, ertesi sene Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü ve bir buçuk milyonun üzerinde sattı.
Alıklar Birliği‘ni Türkiye’de Kırmızı Kedi Yayınları yayınlıyor.
Dünya, dünya görüşümü kavrayamayan alıklarla dolu.