Dark Mode Light Mode

Şakacı Kundera

“İyimserlik, insanlığın afyonudur! Sağlıklı ruh, hıyarlıktan başka bir şey değil. Yaşasın Troçki!”
http://flic.kr/p/cmJWLf

Milan Kundera 20. yüzyılın en büyüklerinden. Ölümsüzlük, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği iyi bilinen eserlerinden bazıları. Birçok ödül kazandı. Her sene Nobel Edebiyat Ödülü’nün en büyük adayı görüldü fakat İsveç Komitesi sanki inatlaşır gibi ödülü ona vermedi.

Kundera 1929’da Çekoslovakya Cumhuriyeti’nde doğdu. Orta sınıf bir ailenin çocuğuydu. Küçük yaşta piyano çalmayı öğrendi. Müzik, eserlerinde hep belirgin unsurlardan oldu. Henüz lisedeyken Mayakovski’nin şiirini çevirdi. İlk şiirlerini yine o yıllarda yazdı. Şair kuzeni Ludvik Kundera’nın tavsiyesiyle dergilere başvurdu ve 1946’da, 17 yaşındayken Mlade Archy’de ilk şiiri yayınlandı.

Ludvik Kundera.

1948’de Sovyet destekli Komünist Parti’nin iktidara gelmesinin ardından, ülkesindeki yeni politik atmosfere uyum sağladı. Pek çok entelektüelin başına geldiği gibi, esen rüzgâr onu Komünist Parti’ye kattı. Bu, ideolojik bağlılıktan öte kaçırılmayacak da bir fırsattı. Çünkü partiye katılmak, o dönemin kültürel hayatında yükselmek için önemli bir basamaktı.

Fakat Kundera, zamanla komünist rejimin baskıcı, dogmatik boyutlarıyla karşılaştı. İçsel çatışmaları büyüdükçe büyüdü. Toplumsal değişimi savunmakla birlikte, partisinin baskılarına duyduğu rahatsızlık, onu hem entelektüel hem de kişisel bir çıkmaza sürükledi.

1950’lerde, ideolojik doğruluktan sapmaya başladı. Hem Komünist Parti’den hem de Çekoslovakya’daki üniversiteden atıldı.

Partiden atılmasının hemen ardından, çevresinden de dışlanmaya başladı. Bu deneyimler onu derinden etkileyerek daha sivri bir eleştirel bakış geliştirmesine yol açtı.

1956’da Stalin sonrası ‘yumuşama’ döneminde partiye yeniden yaklaşan birkaç entelektüelden biri oldu. 1967’de partiden ilk ihraç edilişinden esinlenerek yazdığı romanı Şaka yayınlandı. Bu Kundera’nın ilk romanıydı:

‘Şaka’. Çekçe birinci baskı, 1967

Romanda 1950’lerin başında bir üniversite öğrencisi olan Ludvik, uzun zamandır haberleşmediği kız arkadaşından bir mektup alır. Mektupta kızın kendisini özlememesine öfkelenerek bir ‘şaka’ olduğu düşüncesiyle şöyle yazar: “İyimserlik, insanlığın afyonudur! Sağlıklı ruh, hıyarlıktan başka bir şey değil. Yaşasın Troçki!”

Kız Ludvik’i partiye ispiyonlar. Şaka hiç de komik bulunmaz. Ludvik’i soruşturmak için komisyonlar kurulur. Ludvik inatla savunma yapar, ama sonunda kendi yaşıtı Pavel Zemanek’in -romanın yıllara yayılan hikayesinde önemli kahramanlardan- başkanlık ettiği genel bir oturumda, oy birliğiyle partiden ve üniversiteden atılır.

Romanı Türkiye’de Can Yayınları basıyor. Görsel: Can Yayınları

Ludvik madende çalışır, bir kıza aşık olur, ama hayal kırıklığıyla neticelenir. Yıllar sonra Zemanek’ten intikam almaya çalışır, ama yine hayal kırıklığıyla neticelenir. Memleketi Moravya’daki arkadaşı Jaroslav, yılmaz bir halk geleneceği savunucusudur, ama onun da sonu yine hayal kırıklığıdır.

Kundera’nın çoğu romanında olduğu gibi, bu kitap da yedi bölüme ayrılmıştır. Bölümler, dört karakterin bakış açılarından anlatılır.

Kundera’nın Şaka’da anlattıkları, sadece Çekoslovakya’daki totaliter rejimle ilgili değildi. Düşünce özgürlüğünün ve entelektüel bağımsızlığın değerine ve insanın kendi kimliğini bulma mücadelesine dair evrensel bir bakış açısı sunuyordu. İdeolojilerin gücü karşısında insan çaresizliğinin, bireylerin ortak bir deneyimi olduğunu söylüyordu.

Kundera Şaka’nın yayınlanmasından bir yıl sonra, 1968’deki Rus İstilası’nın ardından (Prag Baharı) Prag Müzik ve Sanatlar Akademisi’ndeki görevinden uzaklaştırıldı. Politik baskılara daha fazla dayanamayıp 1975’te Fransa’ya göç etti, 1976’da birkaç yazarla birlikte ikinci kez partiden ihraç edildi. 1979’da yayınlanan Gülüşün ve Unutuşun Kitabı öne sürülerek Çek vatandaşlığından çıkarıldı. 1981’de Fransa vatandaşı oldu.

Çekoslovaklılar, ulusal bayraklarını Prag’da yanan bir Sovyet tankının önünde taşıyor.

2008’de bir Çek gazetesi Kundera’nın 1950’li yıllarda devlet tarafından partinin içine yerleştirilen bir muhbir olduğunu iddia etti ve gizli bir rapor paylaştı. Bu iddia üzerine Kundera bunun bir itibar suikastı olduğunu öne sürerek gazeteye dava açtı. Dava sırasında Orhan Pamuk, Gabriel Garcia Marquez, Carlos Fuentes, J.M. Coetzee Salman Rüşdi, Philip Roth ve daha birçok yazar Kundera’ya desteklerini açıkladı.

2019’da Çek vatandaşlığını geri aldı, fakat kendini artık Fransız bir yazar olarak gördüğünü, öyle sınıflandırılmak istediğini söyledi. 11 Temmuz 2023’te Paris’teki evinde vefat etti.

94 yaşındaydı. Ve çok komik bir şaka: Kundera 1 Nisan’da doğmuştu.

Add a comment Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Post

Bilgehan Tuğrul anlatıyor: Ben güzel bir yarış ponysiyim