Dark Mode Light Mode

Şiir, seks, şöhret: Altı adımda Lord Byron

Lord Byron döneminin Wilt Chamberlain’iydi. Venedik’te yalnızca bir yıl içinde 250 kadınla birlikte olduğu söyleniyordu.
Fotoğraf: Wikimedia

22 Ocak 1788’de doğan şairin, otuz altı senelik kısa ama dolu bir yaşamı oldu. Döneme ait kısıtlı bilgilere rağmen, Lord Byron’da dair ilginç bilgilere erişilebiliyor.

1. Çocukluğu

Asıl adı George Gordon olmasına rağmen çocukken amcasının servetini ve mirasını unvan alması üzerine Lord Byron olarak bilindi.

Advertisement

Zor bir çocukluk geçirdi. Bir ayağı ötekinden kısaydı. Kendisinden nefret eden annesi Catherine Gordon, Byron’a durmadan ‘küçük aksak velet’ diye hitap ediyor ve oğlunu dövmekten, tekmelemekten çekinmiyordu. Hatta bir keresinde öfkeden gözü dönen Catherine, eline aldığı maşayla Byron’a vurmaya başladı. Neredeyse öldürüyordu.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi dadısı May Gray’in de, Byron’u dokuz yaşındayken taciz ettiği söyleniyor.

Fotoğraf: Wikimedia

2. Kadınlar ve birkaç erkek

Yakışıklılığı tartışma konusu değildi. Öyle ki bu durum aksak ayağını bile telafi ediyordu. Atletikti Dde. İyi dans ediyordu ve kadınlarla konuşulur biliyordu.

Robert Schnakenberg, Büyük Yazarların Gizli Hayatları‘nda şöyle söylüyor:

Lord Byron döneminin Wilt Chamberlain’iydi. Venedik’te yalnızca bir yıl içinde 250 kadınla (birkaç da erkekle) birlikte olduğu söyleniyordu.

3. İlginç Bir Hatıra Saklama Yöntemi

Döneminde fotoğraf saklama imkanı olmadığından, Byron eski aşıklarının hatırasını unutmamak için sıradışı bir yol keşfetmişti. Sevgililerinin cinsel organlarını örten tüylerden bir parça keserek zarflara yerleştiriyor ve zarfın üstüne kadınların isimlerini yazıyordu. Bu zarflar, 1980’lere dek Byron’ın Londra’daki yayınevinde tutulan dosyada muhafaza edilse de bu tarihten sonra ne olduğu bilinmiyor.

Fotoğraf: Wikipedia

4. Sestos’tan Abydos’a!

3 Mayıs 1810’da, mitolojideki Leandro ve Hero’nun aşkını canlandırmak için Çanakkale Boğazı’nı yüzerek geçti. Açık su yüzme disiplininin kayıtlara geçmiş en eski örneği olan bu olayla alakalı, Written After Swimming From Sestos To Abydos‘ı kaleme aldı. Byron’ın bu yüzüşünü anmak adına hâlâ Çanakkale Boğazı’nda yıllık yüzme yarışları düzenlenir.

Written After Swimming From Sestos To Abydos‘un son iki kıtası:

But since he cross’d the rapid tide,
According to the doubtful story,
To woo,–and–Lord knows what beside,
And swam for Love, as I for Glory;

Twere hard to say who fared the best:
Sad mortals! thus the gods still plague you!
He lost his labour, I my jest;
For he was drown’d, and I’ve the ague.

5. Ölümü

Sıkı bir filhelenistti. Yunanlılara her daim gerekli nakdi sağlamıştı. Bugün bile Yunanistan’da ulusal kahraman kabul edilen Byron, Osmanlılara karşı isyandan haberdar olunca, isyana bizzat katılmak gayesiyle Yunanistan’a gitti. Fakat kırsalda, yağmurlu bir günde yaptığı at gezintisinin ertesinde ateşlendi. Ağır bir durumu yoktu aslında ancak on dokuzuncu yüzyılın hatalı tıp teknikleri ölümüne neden oldu.

Doktorlar, şakaklarına on iki adet sülük yerleştirdi. İshal başlatmak için hintyağı içirdiler. Ateşten zaten halsiz düşmüş Byron’ın vücudundan, sülükler iki litreden fazla kan emdi; normal normal bir insan vücudunda 5-6 litre kan bulunuyor.

İngilizce ve İtalyanca cümleler haykırsa da çevresindekiler ne dediğini anlamadı. 24 saat içinde hayata gözlerini yumdu.

Fotoğraf: Wikimedia

6. Ölümünden Sonra

Westminster Kilisesi’ndeki Şairler Köşesi’ne gömülmeyi istiyordu. Ama başrahip, onun kötü şöhreti nedeniyle buna müsaade etmedi.

Hucknall Torckard’daki aile mezarlığına gömüldü. Ancak mezarı, bilinmeyen sebeplerle Haziran 1938’de açıldı. Tanıklar arasındakilerden birisi şairin cesedini “mükemmel derecede korunmuş” diye tasvir etti. 114 yıldır çürümekte olan birine göre iyi duruyordu.

Yine bir başkası, cinsel organının hayli anormal bir gelişim sergilediğini dile getirdi.

Add a comment Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Post

Bob Dylan'ın 'Mr. Tambourine Man' taslağı 508 bin dolara satıldı

Next Post

Sait Faik Hikâye Armağanı'nı birden fazla kez kazanan yazarlar

Advertisement